Basın Bülteni
30 Haziran 2017
BİZDEN SONRA ÇOCUKLARIMIZA NE OLACAK?
23 Haziran günü, Burdur’un Bucak İlçesi’nde yüzde 90 zihinsel engelli 26 yaşındaki Hasan Yalvaç’ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Özel Burdur Bucak Engelli Bakım Merkezi’nde darp edildiğine dair haber, engelli bakım evlerindeki eğitimli personel ve denetim sorununu ile çocuklarımızın bizden sonraki yaşamı ile ilgili endişelerimizi bir kez daha gündeme getirmiştir.
Çocuğun babasının 28 Haziran tarihinde Burdur valiliğine şikayette bulunması üzerine, Valilik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan müfettiş talep etmiştir. Temennimiz gerekli incelemelerin sonucunda olayın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde aydınlanması, suçu, hatası veya ihmali bulunanlar varsa kanunlarımızın öngördüğü şekilde cezalandırılmasıdır.
ODFED Otizm Dernekleri Federasyonu olarak, bu konuya sadece münferit bir olay olarak bakmadığımızı, çocuklarımızı emanet ettiğimiz kurumların kalitesinin ve güvenilirliğinin artırılması adına bu konunun takipçisi olduğumuzu bildirmek isteriz.
Aileler başka bir çareleri kalmadığı zaman engelli evlatlarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan özel engelli bakım merkezlerine teslim etmektedirler. Engelli bireylerin bu merkezlerde barınmalarının bir başka önemli sebebi de, anne ve/veya babanın vefatından sonra kendisine bakacak bir kişinin kalmamasıdır.
Otizm veya diğer zihinsel engel gruplarındaki rahatsızlıklarla yaşayan ailelerin en büyük kabusu “Bizden sonra ne olacak?” sorusuna tatmin edici bir yanıt bulamamaktır. Bugün için bu sorunun tek yanıtı mevcut engelli bakım merkezleri olmakla birlikte, bu merkezlerin gerek personel, gerekse nitelik olarak yeterlilikleri tartışmalıdır. Yeterli denetimin sağlanamaması problemi daha da derinleştirmektedir.
Devletin, Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği kapsamında bakılan engelli birey başına iki asgari ücret ödediği bu merkezlerin bazılarında ticari amaçlı suistimaller görülebilmekte, devletin sunduğu imkanlar bazı durumlarda engelli bireylere tam olarak yansıtılmamaktadır. Söz konusu suistimallerin darp, tecavüz ve işkence gibi insanlık suçu kapsamındaki haberlerle gündeme gelmesi ise endişe vericidir.
Bu tür haberlerin oldukça sık gündeme gelmesi, engelli birey başına düşen görevli personelin yetersizliği, görevli personelin eğitim düzeyinin gereken seviyede olmaması ve en önemlisi de denetim zafiyetini ortaya koymaktadır.
Bugün, hemen her sokakta onlarca kamera, mobese bulunurken ve en ufak bir suçun dahi bu izleme sistemleri sayesinde anında ve kesin olarak tespiti mümkünken, kendisini ifade edemeyen engelli bireylerin barındığı bakım evlerinde, eğitim merkezlerinde kamera ile izleme sistemlerinin zorunlu olmaması, kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu eksiklik hem bu yaşanan türde olayların kamuoyu nezdinde açıklığa kavuşmasında soru işaretlerine neden olmakta, hem de doğrudan devleti zan altında bırakabilmektedir. Kamera ile izleme sistemlerinin hiç vakit kaybedilmeden zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.
Diğer önemli problem olan denetim zafiyetinin de ilgili hükümet birimlerince giderilmesi, habersiz denetimlerin sıklaştırılması, devletin erişmekte güçlük yaşadığı noktalarda sivil toplum kuruluşlarından yardım alması elzemdir. Federasyonumuz bu konuda her türlü desteği vermeye hazırdır ve bu göreve taliptir.
Engelli bireylerin, anayasamızın ve uluslararası hukuk çerçevesinde insan haklarının korumasında, aileleri ile birlikteyken ve sonrasında güvenli, mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri en büyük dileğimizdir.
Ergin Güngör
Otizm Dernekleri Federasyonu Başkanı
ODFED BASIN BÜLTENİ HAZİRAN 2017