Ana Sayfa > Otizmde Eğitim

EĞİTİM
Otizmli bireylerin eğitimlerinin nitelik ve nicelik olarak yetersiz kalması, hayat standartlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Eğitim herkesin temel vatandaşlık hakkıdır ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır; Anayasanın 42. Maddesine göre “kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz”.
Bu nedenle; “eğitimde eşitlik” ilkesi gereğince, otizmli bireylerin de diğer akranlarıyla eğitimde eşit oranda ve şartlarda hak sahibi olabilmesi için, aşağıda özetle değinilen sorunların öncelikli olarak çözülmesi önerilmektedir:
o Türkiye’de hâlen özel eğitim öğretmeni yetiştirmekte olan üniversitelerdeki öğretim üyesi açığının acilen kapatılması ve tüm derslerin gereğince okutulmasının sağlanması, bu amaçla öğretim üyesi değişim programlarından en iyi şekilde yararlanılması, ayrıca başka üniversitelerde özel eğitim öğretmenliği lisans programlarının açılması;
o Eğitimcilerin nicelik ve niteliklerinin geliştirilmesi, sayılarının yeterli düzeye getirilmesi: Türkiye’de otizmli bireyler için en az 6.000 özel eğitim öğretmenine acilen ihtiyaç vardır. Türkiye’nin gelişimsel yetersizlik alanında uzmanlaşmış en az 1.500 dil ve konuşma terapistine, en az 1.500 uğraşı terapistine ve en az 3.000 sosyal hizmet uzmanına gereksinimin olduğu düşünülmektedir.
o Otizmle ilgili farklı eğitim terapilerini uygulayan sosyal hizmet uzmanı, bireysel eğitim terapistleri, davranış analistleri, dil ve konuşma terapistleri, uğraşı terapistleri gibi elemanların yetiştirilmesi;
o Kısa dönem kurslarla eğitimci yetiştirilmesi uygulamasına son verilmesi;- ODFED PROJESİ!
o KPSS gibi atama sınav kriterlerinin standart hâle getirilmesi ve atanamayan özel eğitimcilerin durumunun çözülmesi;
 Yaş gruplarına uygun müfredat ve program eksikliklerinin giderilmesi;
 Eğitim kurumu sayısının artırılması;

Erken çocukluk döneminde erken müdahale (0-3 yaş)
Erken çocukluk döneminde erken müdahale için program geliştirilmesi ve alanda ilgili uzmanların yetiştirilmesi gerekmektedir.
Okul öncesi dönemi özel eğitim(3-6 yaş)
Özel eğitim alan çocuklar için okul öncesi eğitim zorunludur. Ancak genel eğitim sürecindeki sorunlara ve eksikliklere ilave olarak otizmli çocuklar, okul yönetimlerinin, eğitimcilerin ve diğer velilerin istememesiyle, genellikle bilgi eksikliğinden kaynaklanan dirençleri nedeniyle okul öncesi eğitime alınmamaktadır. Bu konuda gerekli eğitim ve bilgilendirmelerin yapılması için programlar hazırlanması, yasal yaptırımların düzenlenmesi ve uygulanması gerekmektedir.
ZORUNLU EĞİTİM DÖNEMİ – KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
Kaynaştırma eğitimi otizmli bireylerin topluma entegre olabilmesi için gereklidir. Ayrıca, engelli bireylerin normal eğitim yapan okullara alınması halinde diğer çocukların da çok küçük yaşlarda sosyal gerçeklerle karşı karşıya gelmesi ile farkındalık yaratımı sağlanabilir. Ancak kaynaştırma eğitiminde yaşanan sorunlar nedeniyle amacına uygun sonuçlar alınamamaktadır. Nitelikli bir kaynaştırma eğitiminin etkin biçimde uygulanarak amacına ulaşabilmesi için, aşağıda belirtilen başlıca sorunların ivedilikle çözülmesi önerilmektedir:
• Kaynaştırma genelgesinde öngörülmesine rağmen, uygulama sırasında farklı sorunlar yaşanmaktadır. Kaynaştırma raporlarına rağmen, okul idareleri kaynaştırma öğrencisinin kaydını almakta direnç göstermektedirler.
• Okul yönetimleri, eğitimciler, diğer veliler ve diğer öğrencilerin otizm ile ilgili bilgi sahibi olmamaları kaynaştırma eğitiminin önündeki en büyük engeldir. Okula kabul ve okul yaşamı esnasında yaşanan sorunların büyük bir kısmı, ilgili birim ve kişilerin bilgi yetersizliğinin giderilmesi ile çözülebilir.
• Mevcut değerlendirme sistemi otizmli kaynaştırma öğrencilerinin başarısını ölçme konusunda yetersiz kalmaktadır. Özellikle SBS-ÖSS gibi sınavlarda okul başarısının doğru değerlendirilmemesi, sınav ortamlarının ve cevaplanması zorunlu alanlar ile ilgili gerekli düzenlemelerin otizmli öğrencilere göre yapılmaması, sınavların süresi gibi etkenler, otizmli öğrencilerin başarılarını olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Kaynaştırma öğrencilerinin okul başarıları, pozitif ayrımclık uygulanarak değerlendirilmeli, sınavlarda ilgi alanlarına uygun soruları cevaplamaları istenmelidir. Hem otizmli kaynaştırma öğrencisinin, hem de diğer öğrencilerin sınav konsantrasyonunun etkilenmemesi açısından, çevresel uyaranların azaltılması ve gerektiğinde otizmli öğrencinin tek başına sınava alınması sağlanabilir.
• Müzik, spor veya matematik gibi alanlarda üstün yeteneğe sahip otizmli öğrencilerin öğrenimlerine devam etmeleri ve kendilerini bu alanlarda geliştirebilmelerine olanak sağlanmalıdır.

Kaynaştırma haklarımızı öğrenmek için tıklayınız 

ZORUNLU EĞİTİM DÖNEMİ – OÇEM
Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğine göre, ilköğretim programlarının amaçlarını gerçekleştiremeyecek durumdaki otizmli bireyler için resmi ve özel gündüzlü eğitim kurumları açılmaktadır. Bu kurumlardan bazıları otizmli öğrencilerin kaynaştırma eğitimine katılabileceği şekilde ilköğretim okulu bünyesinde, bazıları da bağımsız okullar olarak konumlandırılmaktadır. Bu kurumlara devam eden otizmli öğrencilerin yaşadığı ana sorunların giderilmesi ile daha fazla otizmli öğrencinin eğitim hayatı kolaylaşacaktır.
 OÇEM’lerde çalışan personelin sayıca ve bilgi altyapısı açısından eksikliklerinin giderilmesi ile sunulan hizmetten daha yüksek fayda sağlanabilir.
 Otizmli öğrencilerin yaşadıkları bölgeler ve durumları göz önüne alınarak açılacak OÇEM’ler ile yaşanan kapasite sorunları giderilerek eğitimden mahrum kalan pek çok otizmli çocuk, eğitim almaya başlayabilir.
 OÇEM’lerin fiziki koşullarının iyileştirilmesi amacıyla MEB Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri Yönergesi Madde 8’de belirtilen birimlerin zorunlu hâle getirilmesi ve maddenin aşağıdaki biçimde revize edilmesi uygulama açısından önem taşımaktadır:
 Madde 8 Önerisi: “Eğitim-öğretim ortamı, birebir ve grup eğitimine uygun şekilde düzenlenir. Birebir eğitim köşelerinin yanı sıra resim, el işi, kukla ve oyuncak gibi etkinlik köşeleri düzenlenecek şekilde fiziki ortamlar hazırlanır. Fiziki düzenleme yapılırken eğitim-öğretim ortamı, her öğrenci için beş metre kare olarak düzenlenir. Bağımlı OÇEM’lerde mutfak, tuvalet ve gözlem odası gibi diğer amaçları karşılayacak şekilde fiziki düzenlemeler yapılır. Fiziki ortam, ışık, renk ve ses özellikleri dikkate alınarak düzenlenir. Bunun yanı sıra OÇEM’lerin araç-gereç ve doküman ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde donatımı sağlanır. Bağımsız OÇEM’de mutfak, müzik odası, resim atölyesi, oyun odası, spor salonu, bilgisayar odası, öfke nöbetlerinde öğrenciye bireysel ilgi gösterilmesi amacıyla terapi odası ve kapasiteye uygun büyüklükte bahçe ve yaşam alanları bulundurulur.

ORTA ÖĞRETİM
İlköğretimde yaşanılmakta olan sorunlar bir şekilde ele alınırken, orta öğretimde sorunların ele alınması, “engelliler orta öğrenim yapmasın” derecesinde kalmaktadır. Oysa 14 yaşından sonra başlanılan orta öğretim çağlarının özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler için çok önemli bir dönem olduğu bilinmektedir. Ergenlik sorunlarıyla birlikte karmaşık yapıya giren engelli bireyin konumu gerekli biçimde ele alınmadığında, aile ve toplum için de önemli sorunlar ortaya çıkabilmekte, engelli bireye verilemeyen niteliğine uygun orta öğretim yüzünden, engelli bireyin eve kapanması ile ailesinin farklı sorunlarla başa çıkmaya çalışması gerekmektedir.
Aşağıda sıralanan belli başlı sorunların giderilmesi, 14 yaş ve üstü otizmli bireylerin ortaöğrenimle birlikte eğitimlerinin ve sosyal yaşama uyumlarının artmasını sağlayacaktır.
• “Eğitimde eşitlik” ilkesi gereğince otizmli gençlerin diğer akranlarıyla eşit oranda eğitim almalarının sağlanması,
• Sınıf geçme ve genel değerlendirme sisteminin kaynaştırma kriterlerine uygun hâle getirilmesi ve değerlendirme kriterlerinde pozitif ayrımcılık uygulanması.
MESLEKİ EĞİTİM
Engellilere verilen mesleki eğitime ilişkin MEB istatistikleri nüfus verileriyle karşılaştırıldığında, oldukça olumsuz bir tablo ortaya çıkmaktadır (Bk. Dipnot “elde edilebilen sayısal veriler” ).
Unutulmamalıdır ki birçok engelli grubu bireyleri, basit – rutin – vasıfsız üretim alanlarında normal insanlardan daha disiplinli çalışabilmekte, el becerisine sahip olabilmekte ve böylece daha üstün üretim ortaya koyabilmektedirler.
Bu nedenle, 13-15 yaş ve üstündeki otizmli bireylerin eğitim süreçlerinin mutlaka ortaöğrenimle devam etmesi ve gerekli düzenlemeler ile mesleki eğitime geçmeleri sağlanmalıdır. Pozitif ayrımcılık ile otizmli bireyler için ortaöğrenim de “zorunlu” olmalıdır.
Orta öğrenimden mahrum kalan ve mesleki eğitim de alamayan otizmli gençler, evlerine kapanmak zorunda kaldığında, kendilerini geliştirememekte, sosyal yaşamdan ve üretim sürecinden uzakta kalmakta ve sonucunda ailelerde yaşanan sorunlar artmaktadır.
Aşağıda belirtilen mesleki eğitimle ilgili ana sorunların ivedilikle çözülmesi, otizmli gençlerin gelişmesi ve üretime katılmalarını da sağlayacaktır.
o Yurtdışı örneklerde olduğu gibi, Türkiye’de de otizmli gençlerin yetenek ve becerilerini tespit ederek onları yönlendirebilecek kariyer geliştirme uzmanları gereksiniminin karşılanması;
o Mesleki eğitim verecek okullar ile otizmlilere yönelik OÇEM’ler içinde veya bağlantılı iş okullarının açılması, mevcut iş okullarındaki meslek seçeneklerinin artırılması;
o Diğer bireylerin devam ettiği normal meslek liselerinde kaynaştırma uygulamasının sağlanması ile otizmli gençlerin de eğitim almalarına olanak tanınması;
o Çeşitli sanat ve spor dallarında yetenekli olan ve yüksek öğrenim görebilecek otizmli bireylerin, bu yönlerde ilerlemelerine olanak yaratılması.